İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi - iisbf@gelisim.edu.tr

Halkla İlişkiler ve Tanıtım








 Müzelerin markalaşmasının önemi


İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi (İİSBF) Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, Medipol Üniversitesi Öğretim Görevlisi Seval Özcan’ın katılımıyla “Müzelerin Markalaşmasının Önemi” isimli söyleşiyi gerçekleştirdi.


“Müzelerin Markalaşmasının Önemi” isimli etkinlik Medipol Üniversitesi Öğretim Görevlisi Seval Özcan’ın katılımıyla J Blok Derslik 346’da gerçekleştirildi. Söyleşi de; marka, müzelerin tarihi, günümüzde müzelerin durumu, müzelerin markalaşması gibi konular üzerinde duruldu.

EN ÇOK ZİYARET EDİLEN MÜZE: AYASOFYA MÜZESİ

Söyleşinin ilk bölümünde müzeciliğin tanımı yapıldıktan sonra müze çeşitleri tanıtıldı. Sanat, arkeoloji, etnografya, tabiat, bilim vb. türlere sahip müzelerin dünya ve Türkiye’deki sayıları aktarıldı. Özcan, Türkiye’de en çok ziyaret edilen müzenin Ayasofya Müzesi olduğunu belirtirken dünyada ise yıllık 9 milyon 720 bin 260 ziyaretçi ile Louvre Müzesi’nin en çok ziyaret edilen müze olduğunu belirtti. Özcan, “Türkiye’de 331 müze varken ABD’de 17 bin 500 müze var” diyerek ülkemizin müzeciliğe daha fazla önem göstermesi gerektiğini ifade etti.

"MÜZELER, BİLGİ MABEDİDİR"

Söyleşinin ilerleyen bölümlerde Özcan, sanatın ve müzelerin bilgi ve maddiyat açısından  değerine odaklandı. “Müzeler bilgi mabedidir. Müzede geçirilen zaman 1000 kitaba bedeldir” diyerek müzelerin bilgi açısından değerini vurgularken, “sanat günümüzde en çok kazandıran yatırımlardan biridir” sözüyle ise müzelerin maddi değerlerine vurgu yaptı. Özcan, Abu Dabi’de kurulan Louvre Müzesi’ne atıf yaparak “Sadece otel dikmek ile olmuyor. Bir cazibe merkezi yaratmak gerekiyor. Müzeler de bunun için bir yol” sözleriyle müzelerin ne denli büyük bir değere sahip olduğunu aktardı. Sözlerine “Paris’in Paris olmasındaki en önemli nedenlerden biri Louvre Müzesi’dir. Türkiye markasının inşası için de müzelere çok önem verilmelidir” şeklinde devam etti.

Söyleşinin son bölümünde Özcan, öğrencilere kişisel mesleki deneyimlerini aktardı. Öğrencilere,“Her zaman büyük düşünün, güzel sanatlardan beslenin, yaratıcı yönünüzü geliştirin, yabancı dile önem verin, tutkularınızın peşinden gidin, her zaman büyük düşünün” şeklinde öğütler aktardı. 

“Herkes hayatınızla ilgili bir şey söyler, siz doğru bildiğinizin üzerine gidin, kimseyi dinlemeyin” sözlerine devam eden Özcan, “Kendi hayatımızda yazar da biziz, yönetmen de, yapımcı da... Stratejin olacak, yol haritan olacak. Bir gün yaparım mantığından kurtulup konfor alanından çıkarak hızlı hareket edebilme kabiliyeti kazanacaksın” şeklinde sözlerini bitirdi. Hatıra fotoğrafının ardından ise söyleşi sonlandırıldı.