İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi - iisbf@gelisim.edu.tr

Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik








 Dünyanın En Büyük Serbest Ticaret Anlaşması İmzalandı


Dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması "Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık" (RCEP-The Regional Comprehensive Economic Partnership) imzalandı. Konuya dair Arş. Gör. Çağlar Karakurt açıklamalarda bulundu.




İstanbul Gelişim Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümü Arş. Gör. Çağlar Karakurt,
açıklamasına şöyle devam etti: 

" 'Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık' anlaşması; en önemli ekonomik alanlardan biri olan ve Asya-Pasifik bölgesi olarak adlandırılan bölgede yer alan on beş ülke tarafından Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) görüşmesinde imzalanmıştır. Süregelen 8 yıl içerisinde 46 olağan müzakere ve 19 bakanlık düzeyinde görüşmenin ardından ASEAN üyeleri Singapur, Tayland, Endonezya, Laos, Malezya, Vietnam, Brunei, Myanmar, Kamboçya ve Filipinler ile birliği oluşturacak diğer Asya-Pasifik ortaklarından Japonya, Çin, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda arasında anlaşma sağlanmıştır. Dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması olan RCEP’e bakıldığı zaman 2,1 milyarlık nüfusu kapsadığı ve bu açıdan bakıldığında küresel gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 30'unu içine aldığı görülmektedir"

"Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık" anlaşması; en önemli ekonomik alanlardan biri olan ve Asya-Pasifik bölgesi olarak adlandırılan bölgede yer alan on beş ülke tarafından Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) görüşmesinde imzalanmıştır. Süregelen 8 yıl içerisinde 46 olağan müzakere ve 19 bakanlık düzeyinde görüşmenin ardından ASEAN üyeleri Singapur, Tayland, Endonezya, Laos, Malezya, Vietnam, Brunei, Myanmar, Kamboçya ve Filipinler ile birliği oluşturacak diğer Asya-Pasifik ortaklarından Japonya, Çin, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda arasında anlaşma sağlanmıştır. Dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması olan RCEP’e bakıldığı zaman 2,1 milyarlık nüfusu kapsadığı ve bu açıdan bakıldığında küresel gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 30'unu içine aldığı görülmektedir."

Arş. Gör. Çağlar Karakurt, "Anlaşma ile ilgili küresel olarak yapılan yorumlara bakıldığında, RCEP anlaşmasının Çin'in Asya-Pasifik bölgesindeki ekonomik hakimiyetini arttıracağı fikrinde birleşildiği görülmektedir" dedi ve şunları kaydetti: 

"Ek olarak Çin, Japonya ve Güney Kore'nin ilk kez aynı anda bir serbest ticaret anlaşmasının tarafı olduğuna da dikkat çekilmektedir. Anlaşmaya taraf olan ülkelere bakıldığı zaman halihazırda çoğunun son derece büyük, ekonomik açıdan ağırlıkları olan ülkeler oldukları göze çarpmaktadır. Bu ülkelerin böyle bir anlaşma kapsamında bir araya gelmeleri, anlaşmanın dünyanın en büyük ticaret anlaşması olmasını sağlamaktadır. Anlaşmanın ilerleyen yıllarda dünya genelinde tedarik zinciri akışları, üretim faktörlerinin dağılımı ve finansal dengeler açısından birçok değişimi de beraberinde getirileceği öngörülmektedir. Ayrıca yorumlara göre ABD ve Avrupalı şirketlerin serbest ticaret bölgesinin dışında bırakılarak dezavantajlı konuma getirileceği de bir başka tahmin olarak karşımıza çıkmaktadır"

"Bakıldığı zaman zaten kendi aralarında ticaret anlaşmaları da olan bu ülkelerin hepsinin tek bir serbest ticaret alanında toplamış olması RCEP’in en büyük sonuçlarından biri sayılabilir. Ayrıca anlaşma imzalanmış olsa bile hala ilerleyen süreçte atılması beklenen çok önemli adımlar ve seneler alacak düzenlemeler yer almaktadır. Örneğin bu süreçte taraf olan 15 ülkenin parlamentolarında bu anlaşmanın onaylanması gerekmektedir.  Sonuçta 15 Asya-Pasifik ülkesi bu anlaşma ile gelecek yıllarda aralarında uygulanan gümrük vergilerini kademeli olarak azaltacak; yeni belirlenecek olan ortak ticaret kurallar ile de lojistik kolaylaştırılacaktır. Anlaşmanın ticaret, e-ticaret, hizmet alanları, yatırımlar, telekomünikasyon ve telif hakları gibi alanları kapsadığı bilinmektedir. Kapsam alanı incelendiğinde aslında küresel olarak farklı standartlar uygulanan tarım ürünlerinin bu anlaşmaya dahil edilmediği de göze çarpmaktadır"

"Bu noktada ülkemizin ve diğer dünya ülkelerinin bu anlaşmanın neresinde olacakları ve ilerleyen süreçlerde anlaşmadan nasıl fayda sağlayacaklarını düşünecekleri süreçler ortaya çıkacaktır. Halihazırda anlaşma ortağı ülkeler ile yapılan çok fazla ticari faaliyetimiz olduğu göz önüne alındığında, ihracatımızı arttırmak adına yenilikçi çözümler geliştireceğimiz bir süreçle karşı karşıya kalacağımız görünmektedir. Örneğin ihracat da yaptığımız bu ülkeler, ihraç ettiğimiz ürünleri bu anlaşma kapsamında anlaşmaya taraf olan ülkeler arasında daha ucuza temin edilebilecek konuma geldiklerinde, bu durum ihracatımıza olumsuz bir sonuç olarak yansıyabilecektir. Olumlu olarak bakıldığında ise bu ülkelere yapılacak yatırımlarda yeni anlaşma ile birlikte daha kapsamlı bir tedarik zinciri ağı geliştirilebilecek; üretim faktörlerinin akışındaki yeni gelişmelerden fayda sağlanabilecektir. Anlaşmanın ne gibi sonuçlarının olacağı ilerleyen yıllarda daha etkin olarak karşımıza çıkacaktır"

Anlaşma ile ilgili detaylı bilgiye ulaşabilmek için tıklayınız.