“Yapısal Kırılmaların Haritası” Çalışması Kamuoyuyla Paylaşıldı

Ulusal / Uluslararası bilim çevrelerinde dikkat çeken çalışmalardan biri olarak, Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gülgün Çiğdem tarafından hazırlanan “Yapısal Kırılmaların Haritası: Türkiye’nin Kentsel Alanlarında Göç, Kadın Cinayetleri ve Sosyoekonomik Şoklar (2019–2024)” başlıklı sunum, Göç ve Ekonomik Etkiler Sempozyumu’nda paylaşıldı.

Bu araştırma, Türkiye’nin beş büyük ve gelişmiş ilinde — İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya ve Adana — 2019–2024 dönemine ait aylık net göç, kadın cinayetleri, gelir eşitsizliği ve enflasyon gibi göstergeleri ele alıyor. Bu dört ayrı olgunun birbirinden bağımsız değil, krizlerin toplumsal ve mekânsal tezahürleri olarak incelenmesi, çalışmanın temel yaklaşımını oluşturuyor.

Araştırmada Zivot-Andrews yapısal kırılmalı birim kök testi kullanılarak, özellikle COVID-19 pandemisi, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, artan göç baskısı ve 6 Şubat 2023 depremleri gibi dönüm noktalarının bazı illerde hem göç hem kadın cinayetleri verilerinde istatistiksel düzeyde yapısal değişimler yarattığı saptandı. Ancak bu yapısal kırılmaların etkisi her ilde aynı seyretmedi; bazı illerde seriler durağanlaşma yönünde evrilirken, bazı illerde bu etkiler daha kalıcı olarak gözlendi. Bu durum, ekonomik ve sosyal sarsıntıların coğrafi düzeyde eşitsiz etkiler yarattığını gösteriyor.

Çalışma, feminist coğrafya bakışı ile ampirik ekonometri yöntemlerini birleştirerek, makro düzeyde yaşanan krizlerin toplumsal sonuçlarını öngörebilecek yerel ve cinsiyet-duyarlı erken uyarı sistemleri oluşturmanın önemine dikkat çekiyor. Kadın cinayetlerinin ve göç hareketlerinin kriz dönemlerinde nasıl arttığını ortaya koyan analiz, sosyal adalet temelli, veri odaklı ve kapsayıcı politika önerilerinin zorunluluğunu vurguluyor.

Doç. Dr. Gülgün Çiğdem, bu çalışmayla yalnızca istatistiksel kırılmaları raporlamıyor; aynı zamanda bu kırılmaların arkasındaki toplumsal ve mekânsal dinamiklere ışık tutmayı amaçlıyor.