İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi - iisbf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi - iisbf@gelisim.edu.tr

Ekonomi ve Finans








 Ekonomide Kadının Görünmez Eli


Gayri safi millî hasıla (GSMH), bir ülke vatandaşlarının bir yıl için ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin, belli bir para birimi karşılığındaki değerinin toplamıdır.


 Bu tanımı sıkça duyuyoruz. Peki gayri safi milli hasıla hesaplanırken kadının emeği gerçekten dikkate alınıyor mu? Bu konu Katrıne Marçal’ ın da dikkatini çekmiş olmalı ki Adam Smith’ in Yemeğini Pişiren Kimdi? adlı kitabında şu sözler geçer: “Ailesine odun getirmek için her sabah on beş kilometre yürüyen on bir yaşındaki kızın, ülke ekonomisine büyük katkısı vardır. Ama onun yaptığı, iş diye kabul edilemez. Ekonomi istatistiklerinde görünmez. Bir ülkenin toplam ekonomi aktivitesini ölçen GSMH’de hesaba katılmaz. Yaptığı iş ekonomi için önemli sayılmaz. Yahut büyüme için. Çocuk doğurmak, çocuk bakmak, bahçeyle uğraşmak, kardeşlere yemek yapmak, inekleri sağmak, akrabalara giysi dikmek yahut Milletlerin Zenginliği’ ni yazabilsin diye Adam Smith’ in bakımını üstlenmek işten sayılmaz. İktisadın standart modellerinde bunların hiçbirine “üretici emek” gözüyle bakılmaz. Ve ekler…Bugün bazen ekonomi yalnızca bir görünmez el ile değil, görünmez kalple de inşa edilmiştir. Bu bağlamda ekonomi politikalarını düzenlerken, kadın ve erkek eşitliğinin önemsenmesi gerekmektedir.

TÜİK’ in 2020 Ağustos ayı İşgücü Raporu’na göre, ülkemizde işgücüne katılım oranı erkeklerde yüzde 76.2 iken, kadınlarda bu oran yüzde 36.3’dır. Peki sizce bu oran gerçeği yansıtıyor mu? Çocuk bakmak, bahçeyle uğraşmak, yemek yapmak, giysi dikmek gibi işler neden üretime dahil edilmiyor? Oysa ki kadınların istihdam içindeki payının artması büyümeye katkı sağlarken, ekonomiye istikrar kazandırılmasına da yardımcı olmaktadır. Kadın ve ekonomi bu anlamda birbirleriyle pozitif bir ilişki içindedir. Bu nedenle, geçmiş dönemlerden beri ekonomide unutulan kadınların, hak ettiği yeri alması gerekmektedir.

Araştırma Görevlisi Burçin Çakır