29 Temmuz 2025 Salı
Hızlı Modanın Çöplüğü: Buriganga Nehri
Modern dünyanın en göz alıcı sektörlerinden biri olan moda, aslında gözlerden uzak bir çevre ve insanlık krizini de beraberinde getiriyor. Gardıroplarımızı sık sık yenilememizi sağlayan hızlı moda sistemi, düşük maliyetli kıyafetlerle hem tüketiciyi memnun ediyor hem de devasa bir kâr döngüsü yaratıyor. Ancak bu sistemin arka planında yaşananlar, ne yazık ki çoğu zaman fark edilmiyor. Bangladeş’te yer alan Buriganga Nehri, hızlı modanın neden olduğu bu görünmeyen yıkımın en çarpıcı örneklerinden biri haline geldi.
Bir zamanlar halkın can damarı olan Buriganga Nehri, günümüzde adeta bir çöp nehri olarak anılıyor. Bangladeş’teki büyük tekstil fabrikaları, dünyaca ünlü moda markalarının taleplerine yetişebilmek adına her gün tonlarca kimyasal atığı arıtılmadan bu nehre boşaltıyor. Renkli kumaşlara hayat veren boyalar, Buriganga’ya ölüm getiriyor. Sadece fabrikalar değil, başkent Dakka’nın yerel halkı da her gün yaklaşık 4.500 ton katı atığı bu nehre bırakıyor. Sonuç olarak nehirdeki canlı yaşamı neredeyse tamamen yok olmuş durumda. Buriganga yalnızca kirliliğin değil, aynı zamanda insanların doğa ile olan dengesiz ilişkisinin bir simgesine dönüşmüş durumda.
Ancak bu kirlilik yalnızca doğayı değil, insan hayatını da doğrudan etkiliyor. Tekstil sektöründe çalışan işçiler, düşük ücretler karşılığında uzun saatler boyunca, çoğu zaman zehirli kimyasallarla korunmasız bir şekilde çalışmak zorunda kalıyor. Hızlı moda; bir yandan gelişmiş ülkelerde ucuz, şık ve ulaşılabilir kıyafetler sunarken, diğer yandan gelişmekte olan ülkelerdeki milyonlarca insan için sağlık sorunları, yoksulluk ve çevresel felaketler anlamına geliyor. Buriganga Nehri’nin kirliliği, küresel ekonomik sistemdeki adaletsizlikleri de gün yüzüne çıkarıyor.
Tüm bu tablo karşısında biz tüketicilere büyük bir sorumluluk düşüyor. Kıyafet satın alırken sadece etiketine değil, üretim sürecine de bakmamız gerekiyor. Az ama kaliteli tüketmek, ikinci el ürünlere yönelmek, geri dönüşümü desteklemek ve moda markalarından şeffaflık talep etmek bu döngüyü kırmak için atılabilecek küçük ama etkili adımlardır. Unutmamalıyız ki ucuz bir tişörtün bedeli sadece cebimizden çıkan parayla sınırlı değildir; bir nehrin ölümü, bir çocuğun sağlığı, bir işçinin umudu bu bedelin içinde gizlidir.
Buriganga Nehri bizlere önemli bir uyarı sunuyor: Doğanın sonsuz olmadığını, kaynakların tükenebileceğini ve sistemin sürdürülemez olduğunu hatırlatıyor. Eğer tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmezsek, başka nehirler de aynı kaderi paylaşacak. Moda, doğayı öldürmek zorunda değil. Seçimlerimizle değişimin parçası olabilir, daha adil ve temiz bir dünya için ilk adımı atabiliriz.