Gerçekleştirilen röportaj şu şekildedir:
Merhaba Kenan Bey, röportaj davetimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba. Rica ederim, asıl ben teşekkür ederim. Ben 1986 İstanbul doğumluyum. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden mezun oldum. Aynı alanda yüksek lisansıma devam ediyorum. Şuanda Büyükçekmece Belediyesi Basın ve Kurumsal İletişim Biriminde çalışıyorum. Aynı zamanda freelance olarak film ve video çalışmalarımı sürdürüyorum.
Bu mesleğe yönelme hikâyenizden biraz bahsedebilir misiniz? Sizi bu mesleği yapmaya iten motivasyon neydi?
Ben çocukluğumdan beri sinema tutkunuyum. Lise yıllarında film izlemeyi çok severdim, oturup saatlerce ard arda film izlemek beni çok rahatlatırdı. Gençliğin o bunalımlı, karmaşık dönemleriyle baş etme yöntemim buydu. Farklı hayat hikâyelerine odaklanmak, dünyanın benim etrafımda dönmediğini farketmeme sebep oldu ve olaylara daha geniş bir çerçeveden bakmamı sağladı. Eğitimimi bu alanda sürdürme kararımı böylece almış oldum.
Sektöre ilk olarak ne zaman girdiniz? Bu süreç sizin için nasıl geçti?
Tabi öyle hemen film işlerine dalamıyorsunuz. Sektörde çalışmaya yirmili yaşlarımda bir internet gazetesinde video editörlüğü yaparak başladım. Orada basit haber çekimi ve kurgu işleri yapıyordum. O zamanki iş yoğunluğu beni zorlasa da kamera ve kurguyu hızlı öğrenmem bu sayede oldu.
Bu sektörde karşılaştığınız zorluklar nelerdir? Bunlarla nasıl başa çıktınız?
Türkiye’de medya sektörünün durumu malum... Belli bir mesai saat aralığınız yok. Uzun saatler çalışmak zorundasınız. Bazen yemek yemeye hatta uyumaya bile vaktiniz olmuyor. Ama sonuçta ortaya çıkan şeyi -bu bir reklam filmi, sinema veya belgesel filmi olabilir- izlediğinizde ve başkaları tarafından beğenildiğinde tüm yorgunluğunuzu unutuyorsunuz. Güzel işler yapmak motivasyonu her zaman yüksek tutuyor.
Gerçekleştirdiğiniz projelerden biraz bahsedebilir misiniz?
Başlangıçta sinema filmi çekmeyi hedeflesem de süreç benim için farklı işledi. Çünkü reklam ve tanıtım işlerine girince sektörün dinamizmi, öte yandan ticari kaygılar beni bu alanda tuttu. Özellikle turizm sektöründe tanıtım ve reklam filmleri çektim. Siyasal seçim dönemlerinde aday reklamları, sosyal medya video içerik üretimleri yaptım. Birçok video klip, reklam projesinde prodüksiyon veya post-prodüksiyon aşamalarında yer aldım. Hepsi de severek yaptığım işler oldu.
Reklamcılık Bölümü’nde okuyan öğrencilerimize ne tavsiyelerde bulunursunuz? Sizce eğitimleri devam ederken şimdiden sektöre atılmaları gerekir mi?
Kesinlikle okula başladıkları günden itibaren sektöre atılmış gibi hareket etmeliler. Çünkü bu meslek “diplomanı al, işe başla” tarzında bir meslek değil. Öğrenciyken de teknik anlamda çok şey öğrenmek gerekiyor. Gelişim Üniversitesinde bir çekim yaptığım sırada gördüğüm kadarıyla okulun imkanları buna el veriyor. Öğrencilerin okulun çekim-kurgu stüdyosundan, reklam atölyesinden ve ekipmanlardan maksimum düzeyde faydalanmalarını tavsiye ediyorum. Bu sektör her ne kadar eğlenceli ve rahat görünse de yüksek disiplin ve özveri gerektiriyor. Sıkı çalışmalarını ve bol pratik yapmalarını tavsiye ederim.
İleride bu mesleğe yönelmek isteyen öğrencilerimizin şimdiden öğrenmeleri gereken programlar var mıdır? Varsa bu programları nasıl öğrenebilirler? Reklamcılık sektöründe en çok kullanılan programlar hangileridir?
Elbette var. Maalesef bu sektörde rekabet çok fazla. Piyasada yer alabilmek için birden fazla program bilmek gerekiyor. Biz reklam kurgusu için Adobe Premiere Pro ve After Effects tercih ediyoruz. Tabi sektörde Final Cut ve Edius da kullanılıyor. Ama her zaman Adobe’un programları en fazla tercih edilen programlar. Premiere Pro ve After Effects’in yanında Photoshop ve Illustrator’ü temel düzeyde de olsa bilmekte fayda var. Bunların yanında son dönemde renk işlemesi için en çok tercih edilen program Da Vinci Resolve.
İlave etmek istediğiniz bir konu var mı?
Evet şunu söylemeden geçemeyeceğim ki hangi ekipmanı, hangi programı kullandığınız bir yere kadar önemli. Asıl önemli olan çok çalışmak, yaratıcı düşünmek ve bakış açısını geliştirmek. Bunları yaptığınızda zaten başarı kendiliğinden geliyor.