05 Mart 2020 Perşembe
“Yurt dışında hepimiz ülkemizin birer elçisiyiz”
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü 4. sınıf öğrencisi Nil Akpınar, Erasmus Programı kapsamında gitmiş olduğu Polonya’daki deneyimlerini öğrencilerle paylaştı.
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi (İİSBF) Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü son sınıf öğrencisi Nil Akpınar, Erasmus Programı kapsamında gitmiş olduğu Polonya’daki deneyimlerini J Blok 310 numaralı derslikte 1. ve 2. sınıf öğrencilere aktardı. Söyleşi, Bölüm Başkanımız Doç. Dr. Şükran Güzin Ilıcak Aydınalp’in Erasmus Programı’nın önemine ilişkin aktarımları ile başladı.
McLuhan’ın “Küresel Köy” kavramına atıfta bulunarak gelişen iletişim teknolojileri sayesinde dünyanın küresel bir hale geldiğini aktaran Aydınalp, bu küreselliğe uyum sağlamanın önemine vurgu yaptı. Jean Baudrillard’ın “Simülakrlar ve Simülasyon” kitabından çeşitli örnekler veren Aydınalp “İnsanın kendi gerçekliğinin kendi gözüyle gördüğü gerçeklik” olduğunu söyleyerek; televizyon, gazete, dergi gibi kitle iletişim araçlarının gözüyle görmekten ziyade kişinin kendi deneyimi ile görmesinin asıl gerçeklik olduğunu ifade etti. Aydınalp; “Erasmus Programı’na katılmanın kişilere tanımak, öğrenmek adına fırsatlar sunduğunu ve beraberinde dil öğrenmeyi de sağladığını belirterek iş sektöründe bir adım öne geçmeye yardımcı olduğunu” ifade etti. “Halkla ilişkiler uzmanlığı, kültürlerarası iletişim becerisi de gerektirdiği için entelektüel birikimini geliştiren, dünyayı takip eden bireyler haline gelebilmek adına Erasmus Programı’nın faydalı olduğunu” da sözlerine ekledi ve sözü öğrencimiz Nil Akpınar’a devretti.
Akpınar, kendi öğrenciliği esnasında Bölüm Başkanımız Aydınalp’in gerçekleştirdiği bir söyleşi sonrası Erasmus Programı’na katılmayı ilk kez düşündüğünü söyleyerek sözlerine başladı. Erasmus Programı kapsamında iki defa gitmiş olduğu Polonya’daki sürecinin nasıl geçtiğinden bahsetti. Sürecin ilk günlerinde farklı bir ülkede tek başına yaşama noktasında zorlandığını söyleyen Akpınar, ilerleyen günlerde o zorlukları dahi sevdiğini ifade ederek Polonya’ya alıştığını, benimsediğini ve çok sevdiğini; Türkiye’ye döndüğünde ailesine söylediği ilk sözünün “Polonya’ya tekrar gideceğim” olduğunu ifade etti.
Akpınar söyleşinin ikinci bölümünde Erasmus için neden Polonya’yı seçtiği, Polonya’da kalmış olduğu şehrin özellikleri, Polonya’nın yemek kültürü ve aile yapısı gibi özellikleri hakkında öğrencileri bilgilendirdi. 38 milyon nüfusu olan Polonya’da; ülke vatandaşlarının sıcakkanlı olduğunu ve kendisine çok içten davrandıklarını söyledi. Old Town’un dokusundan oldukça etkilendiğini de ekleyen Akpınar, Polonyalıların tarihlerine ve kültürlerine sadık olduklarını belirtti. Aile yapılarının ülkemiz ile benzerlik gösterdiğini, evliliğe ve aile kurumuna önem verdiklerini de sözlerine ekledi.
Öğrencilik koşullarında zor olmasına rağmen Erasmus Programı’nın avantajları yardımıyla Polonya dâhil olmak üzere on farklı ülkeyi gezerek birçok güzel anı biriktirdiğini ve çok mutlu olduğunu ifade etti. Akpınar “Yaşadığım güzel anılar ve biriktirdiğim dostluklar benim için çok önemli ve hayatımda unutulmaz bir yere sahip. Yaşantımın ileriki dönemlerinde de bu anılarımı ve dostluklarımı asla unutmayacağım” diyerek öğrencileri Erasmus Programı’na katılmaları adına teşvik etti.
Yurt dışında çekilmiş olduğu fotoğrafları öğrencilerle paylaşarak söyleşiyi görsellerle de destekleyen Akpınar, üniversitemizde Erasmus Programı başvurularının halen devam ettiğini ve söyleşinin zamanlamasının öğrencilerimize bu bağlamda katkıda bulunmasını temenni ettiğini de belirtti.
Söyleşinin devamında ise her bireyin yurtdışında ülkesini temsil ettiği üzerinde duruldu. Aydınalp; “Gidilen ülkenin kurallarına, kültürüne saygılı olmak ve uyum sağlamak gerektiği”ni söyledi. Akpınar da, “Yurtdışında hepimiz ülkemizin birer elçisiyiz. Orada herhangi bir problem yaşandığında bu kişisel olarak değil, hangi ülkenin vatandaşı olduğumuz ile bağdaştırılıyor. Bu nedenle gittiğimiz yerde ülkemizi temsil ettiğimizi unutmamalı ve ona uygun davranışlarda bulunmalıyız” şeklinde sözlerine devam etti.
Söyleşinin son bölümünde Akpınar, “Biliyorum ki Erasmus Programı sayesinde tanıştığım arkadaşlarım, yarın onların ülkelerine gitsem benim yanımda ve bana destek olurlar. Aynı şekilde arkadaşlarımdan Türkiye’ye gelecek olanları da ben ağırlayacağım. Bu bağlamda Erasmus Programı gerçekten çok güzel dostluklar kurulmasına da yol açıyor” dedi. İleriki dönemde stajını da tekrar yurt dışında yapmayı planladığından bahseden Akpınar, Erasmus’a alternatif olan okul ve staj olanaklarından da bahsetti. Sunumunda göstermiş olduğu fotoğraflara ilişkin “Çekilen fotoğraflarımın arka planlarındaki anılar benim için çok değerli” diyen Akpınar, Erasmus Programı’nın uzaktan zor görünmesine rağmen aslında öyle olmadığını ve mutlaka denenmesi gerektiğini bir kez daha belirterek, kendisini dinledikleri için öğrencilere teşekkür edip, sözlerini tamamladı.