Çalışma hayatında kadınların karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, istihdam oranlarının erkeklerden daha düşük olmasıdır. Dünya genelinde kadınların istihdam oranı %46 iken, erkeklerin istihdam oranı %70 civarındadır (ILO, 2023). Türkiye’de ise kadınların işgücüne katılım oranı %34, erkeklerde ise %72’dir (TÜİK, 2023). Bu veriler, kadınların iş hayatına katılımının artırılması gerektiğini göstermektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri, ailevi sorumluluklar ve esnek olmayan çalışma saatleri, kadınların iş hayatına katılımını engelleyen başlıca faktörler arasında yer almaktadır.
Maaş eşitsizliği, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmasını zorlaştıran ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren bir diğer önemli konudur. Dünya genelinde kadınlar, aynı işi yapan erkeklere göre ortalama %20 daha az maaş almaktadır (World Economic Forum, 2023). Türkiye’de ise kadınların erkeklerden ortalama %15-20 daha az maaş aldığı tahmin edilmektedir (TÜİK, 2023). Bu durumun önlenmesi için eşit işe eşit ücret politikalarının benimsenmesi, maaş şeffaflığının artırılması ve cinsiyet temelli maaş ayrımcılığının ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Eğitim alanında da kadın ve erkek arasındaki eşitsizlikler dikkat çekicidir. Dünya genelinde kız çocuklarının okula gitme oranları hala erkek çocuklarından düşüktür. Özellikle düşük gelirli ülkelerde, kız çocuklarının eğitimden erken ayrılma oranı daha yüksektir (UNESCO, 2023). Türkiye’de ise kız çocuklarının okullaşma oranları erkek çocuklarına yaklaşmışsa da, özellikle kırsal bölgelerde ve doğu illerinde kız çocuklarının okullaşma oranları daha düşüktür (TÜİK, 2023). Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, kız çocuklarının okula devam etme oranlarının artırılması ve erken yaşta evliliklerin önlenmesi gibi önlemler, bu alandaki eşitsizliklerin giderilmesine katkı sağlayabilir.
Doğum izni ve aile izni konuları da toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin önemli boyutlarından birini oluşturmaktadır. Birçok ülkede doğum izni süresi ve koşulları kadınlar için erkeklere göre daha avantajlıdır, ancak bu durum kadınların iş hayatından uzaklaşmasına ve kariyerlerinde geride kalmasına yol açabilir (OECD, 2023). Türkiye’de kadınlar için doğum izni süresi 16 hafta iken, babalar için doğum izni sadece 5 gündür (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2023). Bu durum, kadınların iş hayatına geri dönmesini zorlaştırabilir ve kariyer ilerlemelerini olumsuz etkileyebilir. Doğum izni politikalarının cinsiyet eşitliğini destekleyecek şekilde düzenlenmesi önemlidir.
Üst düzey yönetim ve temsil konusunda da kadınların karşılaştığı engeller dikkat çekicidir. Dünya genelinde CEO pozisyonlarının sadece %7’si kadınlar tarafından doldurulmaktadır (Catalyst, 2023). Türkiye’de de benzer bir durum söz konusudur ve üst düzey yönetici pozisyonlarında kadın oranı %10’un altındadır (TÜİK, 2023). Kadınların liderlik pozisyonlarına erişiminin artırılması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında önemli bir adımdır. Kadınların kariyer gelişimini destekleyen programlar, mentorluk fırsatları ve iş yerinde cinsiyet eşitliği politikalarının benimsenmesi bu alandaki eşitsizliklerin azaltılmasına katkı sağlayabilir.
Sonuç olarak, kadın ve erkek arasındaki eşitsizlikler çalışma hayatında, eğitimde, maaşlarda, doğum izninde ve üst düzey yönetim pozisyonlarında belirgin şekilde kendini göstermektedir. Bu eşitsizliklerin giderilmesi için çeşitli politika ve önlemlerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Kadınların iş gücüne katılımının artırılması, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, eşit maaş politikalarının uygulanması ve doğum izinlerinde daha adil düzenlemelerin yapılması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına katkı sağlayacaktır.