1947 yılında bir araya gelen 23 ülkenin siyasi liderleri (12 gelişmiş, 11 gelişmekte olan ülke), tarifeleri ve tarife dışı engelleri azaltarak serbest ticareti teşvik etmeye yönelik Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT-General Agreement on Tarifs and Trade) hazırlayarak tarihe geçmişlerdir (John ve Wild, 2017). GATT uluslararası ticarette tarifelerin ve tarife dışı engellerin azaltılarak, serbest ticaretin teşvik edilmesini düzenleyen anlaşmadır (John ve Wild, 2017). 1944 yılında GATT'nin revize edilmesiyle önemli bir aşama daha yaşanmıştır. Anlaşmayı imzalayan ülkeler mal ticaretine ilişkin tarifeleri daha da düşürmüş ve tarım ürünlerindeki devlet desteğini azaltmışlardır (John ve Wild, 2017). Anlaşmanın revizyonu aynı zamanda fikri mülkiyet hakları kavramını da net olarak tanımlamıştır. Böylece telif hakları (bilgisayar programları, veri tabanları, ses kayıtları ve filmler), markalar ve patentler (ticari sır ve know-how) koruma altına alınmıştır (John ve Wild, 2017). GATT'nin ilk versiyonunda eksik olan en önemli husus; dünya ticaret kurallarını uygulayacak güce sahip olmamasıydı. Bu nedenle, GATT'nin revizyonunun en önemli başarısı Dünya Ticaret Örgütü'nün kuruluşu olmuştur. DTÖ, GATT’nin yerine geçmiş, ancak tüm eski GATT anlaşmalarını da benimsemiştir. Dolayısıyla GATT, artık resmî olarak varlığını sürdürmemektedir.
Bilindiği üzere Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) uluslararası ticaretin kurallarını belirleyen uluslararası organizasyondur. DTÖ’yü GATT'den ayıran özellik, ticaretteki anlaşmazlıkları çözebilme gücüdür. DTÖ’nün bu gücünü kullanma şekli, son yıllarda reforma ihtiyaç duyduğu ve bazı konularda kendini güncellemesi gerektiği düşüncesi birçok ülke tarafından sesli halde dile getirilmeye başlanmıştır. Konuya ilişkin İngiltere Uluslararası Ticaret Bakanı Liz Truss, DTÖ’nün kendini güne uygun olarak güncellemesi, serbest ve adil ticaret hakkında adımlar atılması çağrısında bulundu. Çevrimiçi yapılan G7 Ticaret Bakanları Toplantısı’nda konuşan Bakan Truss, Dünya Ticaret Örgütü’nde reformlara ihtiyacı olduğunu belirterek " 1990’larda takılıp kalmak yerine, özellikle dijital ticaret, veri, çevre ve kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi alanlarında, dünyayı şimdi olduğu gibi yansıtmamız gerekiyor” açıklamasını yaptı. Dünya Ticaret Örgütü’nün tüm ülkeler için adil olması gerektiğini, anlaşmazlıkların çözümü için var olan hükümlerin güncellenmesine ihtiyaç olduğunu belirten Truss, adil olmayan endüstriyel teşviklerin ortadan kaldırılmasının ve şeffaflığın sağlanmasının gerektiğini belirtti . Yine benzer şekilde AB Komisyonu, gelecek 10 yıla yönelik ticari stratejilerini içeren ve yeşil ve dijital hedefler doğrultusunda ekonominin toparlanma ve dönüşümünü destekleyecek olan "Ticaret Politikası Değerlendirmesi" adlı çalışmasını yayımladı. Bu çalışmanın sürdürülebilir ve daha adil ticaret için küresel kuralların güncellenmesini içerdiği ve bunun için de AB Komisyonu’nun, DTÖ reformuna öncelik verdiği bilinmektedir.
Bu son gelişmeler ve talepler üzerine DTÖ’nün ne gibi adımlar atacağı merak konusu olmuştur. Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için kaynakçada yer alan siteleri ziyaret etmek faydalı olacaktır.
Kaynaklar:
John J., Wild, K. L. (2017).
Uluslararası İşletmecilik: Küreselleşmenin Zorlukları (8.Baskıdan Çeviri). (Çev. Arı G.S.). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
https://www.milliyet.com.tr/uzmanpara/abnin-ticaret-politikasi-dto-reformuna-odaklanacak-6434974
https://www.milliyet.com.tr/ekonomi/ingiltereden-dunya-ticaret-orgutunde-reform-cagrisi-6470500
Çağlar Karakurt
Araştırma Görevlisi
İstanbul Gelişim Üniversitesi
İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümü