İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi - iisbf@gelisim.edu.tr


 Deprem bölgesinden getirilen objelerin yer aldığı ‘Yaşamın İzleri’ sergisi açıldı

İnsanların yaşanmışlıklarını göstermeyi amaçlayan “Yaşamın İzleri 2” sergisinin açılışı gerçekleştirildi. Hataylı Ressam Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Günay’ın oluşturduğu sergide, Antakya ilçesine özel bir seri de yer aldı. Deprem bölgesinden alınan moloz ve objelerin getirildiği köşede bir taraftan Antakya’nın eski sokaklarına ait çizilen resimler yer alırken bir taraftan da bu sokakların depremden sonra çekilen fotoğrafları yer aldı.
‘Yaşamın İzleri’ sergisinin ikincisi İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde açıldı. Gelişim Sanat Galeri’sinde 29 Mart’a kadar devam edecek sergideki portrelerde; insanların yaşam boyunca yaşanmışlıkları, yaşadığı kederler, zorluklar, sıkıntılar, çektiği bütün problemlerin yıllar içerisinde yüzlerine yansımasını gösteriliyor. Toplam 25 resmin yer aldığı sergide, deprem bölgesindeki enkazdan getirilmiş bazı objeler de yer alıyor.

“Sanata pozitif ayrımcılık yapıyoruz”

Serginin açılış konuşmasını gerçekleştiren İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, sanatçılara her zaman destek olmaya hazır olduklarını belirterek; “Öncelikle bu sergi için Mustafa hocamı tebrik ediyorum. Üniversitemiz, sanatı diğer bilimlerden ayrı değerlendiriyor; sanata pozitif bir ayrımcılık yapıyoruz. Çünkü, insanlığın sanata ihtiyacı var. Biz, teknik bilimlerin yanında sanatı ve sosyal bilimleri öne çıkarmaya çalışıyoruz. Medeniyetin üç sacayağı var. Bunlar; sosyal inovasyon, sanatsal inovasyon ve teknik inovasyon. Birisi olmazsa, diğeri olmaz.” dedi.

“Maalesef ülke olarak bazı şeyleri çabucak unutabiliyoruz”

Serginin ilkini 2020’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştirdiklerini belirten İstanbul Gelişim Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Ressam Dr. Mustafa Günay ise şunları söyledi:

“Serginin ikincisini sizlerle buluşturmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu sergiye özel, ayrı bir konseptimiz var. Serinin bir bölümünde eski Antakya sokakları çalışmaları yer alıyor. Bildiğiniz gibi Antakya’da ‘Asi Nehri’ şehri ortadan ikiye böler. Şehrin bir yanında modern, yüksek binalar yer alırken öbür yanında ise eski tarihi binalar, sokaklar bulunur. Bu seneki sergide de eski Antakya evlerinin ve sokaklarının olduğu seri mevcut. Bundan bir yıl önce asrın felaketi olarak nitelendirilen deprem yaşandı. Maalesef ülkemizin 10 ilini vurdu. Bu iller içerisinde en çok zarar gören şehirlerden bir tanesi ise Antakya. Çok kısa süre önce giderek birebir şahit oldum. Maalesef orada yaşamlar, yaşanmışlıklar, hayaller yok olmuş durumda. Burada, ilgili eserlerim ve resim çalışmaları deprem öncesi görüntüleri gösteriyor. Fotoğraflar da deprem sonrası hallerini. Bölgeden getirdiğimiz çeşitli objeler ve molozlarla trajedik enstalasyon serisi oluşturduk. Ülke olarak maalesef bazı şeyleri çabucak unutabiliyoruz. Gündemimiz çabuk değişiyor. Unutulmasın diye bu sergiyi yaptık.”




Haberler

Tüm Haberler