Özet:
Tarihyazımında Batı Avrupa dışında kalan halkların birer özne ve bu coğrafyalarda olup bitenlerin birer fenomen olarak dünya tarihini şekillendiren olaylar silsilesine özgüllükleriyle birlikte dahil edilme çabası son zamanlarda dikkat çekmektedir. Dünya Tarihinin öznesi olarak sunulan şeyin bir bütün olarak dünya adına konuşma iddiasında olan bir bölgeden ibaret olduğu (Guha, 2006: 53) artık daha net görülebilmektedir. Ekonomik ve siyasi krizlerin eşlik ettiği ve küresel ekonomik güçler arası dengelerin değişme eğiliminin ortaya çıktığı günümüzde, tarihyazımında da yeni arayışların varlığına tanık olmaktayız. Huricihan İslamoğlu’nun “Dünya Tarihi ve Siyaset” isimli kitabı bu minvalde yazılmış bir çalışma olarak konumlanmaktadır. Sovyet Rusya’nın dağılmasıyla oluşan yeni paradigmanın 2008 krizi ile sorgulanmaya başlandığı ve günümüzde yaşadığımız pandemi sonrasında derinleşen ekonomik kriz, bu sorgulayışın boyutlarını dünya tarihi tahayyülü ve modernleşme literatürünün değişmesi gerekliliğine dek taşımaktadır. İslamoğlu’nun kendi deyişiyle yaşadığımız gerçekliği Sisifosvari değiştirme iddiası kitabın temel kaygısıdır.
Makalenin tamamına ulaşmak için
tıklayınız.