İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi - iisbf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi - iisbf@gelisim.edu.tr

Halkla İlişkiler ve Tanıtım








 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Birincimiz ve Yüksek Lisans Öğrencimiz Ayşegül Üstündağ ile Röportaj Gerçekleştirildi


Bölümümüz araştırma görevlisi Zeynep Özcan, bölüm birincimiz ve yüksek lisans öğrencimiz Ayşegül Üstündağ ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdi.


Araştırma görevlimiz Zeynep Özcan, İstanbul Gelişim Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü birincimiz ve yüksek lisans öğrencimiz Ayşegül Üstündağ ile üniversitemize, bölümümüze ve alanımıza yönelik röportaj gerçekleştirdi. Bölüm birincimiz ve yüksek lisans öğrencimiz ile yapılan röportajımız aşağıdaki gibidir:
 
Merhabalar Ayşegül, bize biraz kendini tanıtır mısın?
Merhabalar, ben Ayşegül Üstündağ. 23 Mayıs 1998 tarihinde doğdum. Yedi kişilik ailenin dördüncü çocuğuyum. İstanbul'da ailemle birlikte yaşıyorum. İstanbul Gelişim Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nden mezun oldum ve şu anda da İstanbul Gelişim Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nde lisansüstü eğitimime devam ediyorum.
 
İstanbul Gelişim Üniversitesi’ni ve Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nü üniversitemizin ve bölümümüzün bir öğrencisi olarak senden dinleyebilir miyiz?
Öncelikle bölümümü çok sevdiğimi belirtmek isterim. Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nü merak ediyordum ve araştırdıktan sonra bu bölümü seçmeye karar verdim. Üniversiteye başladığım 2016 senesinde bölümüme dair endişelerim vardı; fakat bölüm hocalarımın desteği ve ilgisiyle endişelerimin yerini halkla ilişkilere duyduğum merakın ve heyecanın aldığını söyleyebilirim. İlk zamanlarda ödevlere ve projelere tedirginlik, kaygı, stres ile bakıyorken; ilerleyen dönemlerde aslında pratiksel bağlamda ne kadar faydalı olduklarını anladım. Ayrıca ödevler ve projeler kapsamında gerçekleştirdiğimiz araştırmalarımızın, gezilerimizin, iletişimlerimizin aslında günlük hayatımızın içinden şeylerle ilgili olduğunu anladım. Üniversite eğitimimizde merak ediyor, soruyor, karşılaştırıyor, gözlemliyor ve konuşuyorduk. Yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projeleri, hazırladığımız sunumlar, çektiğimiz reklam filmleri bana ödevden ziyade, keyifli vakit geçirebileceğim bir aktivite gibi geliyordu. Konuya bu pencereden bakmamın eğitim hayatımı daha çok kolaylaştırdığını ve başarılı olmamda etkili olduğunu düşünüyorum.
 
İstanbul Gelişim Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nden 2019-2020 Eğitim-Öğretim yılında bölüm birincimiz olarak mezun oldun. Bölüm birincisi olabilmek nasıl bir çalışma süreci gerektirmektedir?
Açıkçası üniversiteye başladığımda birinci olacağıma ve bunun için çalışacağıma yönelik herhangi bir düşüncem yoktu. Ama derslerime başlayınca içinde bulunduğum bu süreçten oldukça keyif aldığımı fark ettim. Derslerimi derslerde dinleyerek, ders esnasında notlar tutuyordum ve söz konusu notları düzenli aralıklarla temiz bir deftere geçirerek tekrar ediyordum. Ezberden ziyade konuların mantığını kavramanın ve güncel bir olayla da örneklendirerek anlamaya çalışmanın daha faydalı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, içerik açısından oldukça güncel ve gündeme yönelik bir bölüm olduğundan dolayı, ders konularını yüksek not almak için değil, kendime birikim, donanım katacağımı düşünerek çalışıyordum. Bölüm birincisi olmanın çok güzel bir duygu olduğunu; ayrıca ailenizi gururlandırıcı bir şey olduğunu söylemeliyim. Ailemi gururlandırmış olmak, bana hayatım boyunca verdikleri emeğin karşılığını bu şekilde geri ödemek ve küçük kardeşime örnek olabilmek; benim için çoğu şeyden değerli oldu.
 
Yüksek lisans eğitimini İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde sürdürmenin sebepleri nelerdir?
Lisans dönemim boyunca aldığım eğitimden memnunum ve bu memnuniyetimi yüksek lisansta da sürdüreceğimi düşünüyorum. Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nde uzman olmak istiyorum. Lisans eğitimimde ders aldığım hocalarıma çok şey borçluyum ve onlarla olan iletişimimi, onların bana gösterdiği ilgi ve anlayışı seviyorum.
 
Halkla ilişkiler alanında eğitim almak hayatına ne gibi katkılar sağladı?
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nü bana uygun olduğu için seçtim. Çünkü insanları ve onlarla konuşmayı seviyorum. Yeni şeyler keşfetmek bana keyif veriyor. En önemlisi de bir reklam sloganı, bir sosyal sorumluluk projesi, bir reklam hikayesi, ürün logosu, rengi ya da bir konuşma metni gibi yeni bir şey üretmeyi seviyorum.
 
Kariyer yolunda hedeflerin nelerdir?
Yüksek Lisans eğitimime devam ederken, eş zamanlı olarak ingilizcemi geliştirerek bölümümde uzmanlaşmak ve bana halkla ilişkileri sevdiren hocalarım kadar iyi bir akademisyen olmak istiyorum.
 
Bölüm öğrencilerimize akademik yaşamda ve iş yaşamında başarılı olabilmeleri için önerilerin nelerdir?
Herhangi bir konuda yeni bir başlangıç yapmış ve yapacak olan arkadaşlarıma hiçbir şeyin diğer insanların anlattığı kadar zor olmadığını hatırlatmak istiyorum. Unutmamamız gereken bir şey var: Her insan; her işi aynı zamanda, aynı gayretle, aynı düzeyde yapmıyor ve bu doğrultuda birinin zorlandığı iş, bir başkasına çok kolay gelebiliyor. İnsanların yaşadıklarını baz alarak, önyargılarla işe girişmektense; ilerlediğimiz yolumuzu, uyguladığınız yöntemleri iyi izlemeli ve gözlemlemeliyiz. Kusursuz şekilde yaratılan insanoğlunun isteyip de yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Deneyip de yanılacağımız şeylerin olması çok doğaldır; ancak bu durum, bizi asla yolumuzdan vazgeçirmemelidir. Yaptığımız hata ya da olumsuzlukları unutmamalıyız; çünkü ikinci denememizde en azından ne yapmamanız gerektiğini öğrenmiş oluyoruz. Benim her zaman motivasyon kaynağım olan bir bakış açısı ve bir söz vardır. Bunların ilki olan bakış açısı; tarih boyunca yaşanan gelişmeleri ve bulunan icatları tıpkı benim gibi bir beyni, iki kolu ve bacağı olan insanların gerçekleştirmiş olması ve bu insanların tarihe adlarını yazmış olmalarıdır. Halen keşfedilecek şeyler ve yapılacak işler olduğunu düşünüyorum ve kendime “Bunları yapacak insanlardan biri neden ben olmayayım?” diyorum. İkincisi olan söz ise; Mustafa Kemal Atatürk'ün Gençliğe Hitabe’sinin son satırlarında yer alan, her zaman gururla söylediğim ve kendime olan inancımı arttıran "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur" sözüdür. Eğer yapmamız gereken bir şey ve üstlenmemiz gereken bir sorumluluk var ise, bunun için ikinci bir kişinin bize yapacağı güven konuşmasından ziyade en başta bizim kendimize güvenmemiz daha kıymetli ve gurur vericidir.