İstanbul Gelişim Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen seminer, K Blok Firnas Oditoryumu’nda 19 Kasım 2025 tarihinde saat 13.00’te başladı ve öğrenciler ile akademisyenlerin yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Bölümün konuk konuşmacısı olan Dr. Öğr. Üyesi Pelin Ekşi, “Oryantalizm ve İslam Mimarisi” başlıklı sunumunda Doğu’nun yüzyıllar boyunca Batı tarafından nasıl temsil edildiğini, bu temsilin mimarlık alanına nasıl yansıdığını ve günümüzde neo-oryantalist estetik biçimlere nasıl evrildiğini geniş bir perspektifle değerlendirdi.
Seminerin giriş bölümünde Ekşi, tartışmaya kavramsal bir temel kazandırmak amacıyla “orient” sözcüğünün filolojik kökenini ele aldı. Latince oriens (doğmak, yükselmek) kelimesinden türeyen bu kavramın tarihsel süreçte Doğu’yu yalnızca coğrafi bir yön değil, aynı zamanda kozmolojik ve kültürel bir anlam çerçevesinde tanımladığını vurguladı. Bu çözümleme, seminerin ilerleyen bölümlerine kuramsal bir arka plan sağladı.
Programın ilk bölümünde Rönesans döneminden 19. yüzyıl seyyahlarına ve dünya fuarlarına uzanan geniş bir tarihsel çerçevede, Doğu’nun Batı sanatında ve edebiyatında nasıl “seyirlik bir imgeye” dönüştürüldüğü incelendi. Ekşi, Delacroix, Gérôme ve John Frederick Lewis gibi ressamların yanı sıra Flaubert ve Pierre Loti gibi yazarların Doğu tasavvurlarının modern Oryantalizmin temelini oluşturduğunu belirtti. Bu imgelerin, Batı’nın Doğu’yu egzotik, romantikleştirilmiş ve çoğu zaman indirgemeci temsiller üzerinden okuduğunu ifade etti.
Sunumun ikinci bölümünde ise Doğu’nun kendi mimarlık üretimi odağa alındı. Bu bağlamda Osmanlı mimarlık düşüncesinin önemli belgelerinden biri olan Topkapı Scroll üzerine yapılan değerlendirme dikkat çekti. Ekşi, bu belgenin yalnızca mimari teknikleri değil, aynı zamanda dönemin tasarım zihniyetini, matematiksel düzen anlayışını ve mekân kavrayışını yansıttığını belirterek, Oryantalizm tartışmasına içeriden bir bakış açısı ekledi.
Seminerin son bölümünde çağdaş mimarlıkta ortaya çıkan neo-oryantalist estetik tartışıldı. Louvre Abu Dhabi, Qatar National Museum, Museum of Islamic Art Doha, Oman Royal Opera House ve çeşitli Körfez megaprojeleri üzerinden yapılan analizde, modern ulus-devletlerin, turizm sektörünün ve küresel kültür endüstrisinin Doğu’yu yeniden “görsel bir kimlik” olarak paketlediği ifade edildi. Bu yapılarda Doğu’nun tarihsel, kültürel ve mekânsal ontolojisiyle doğrudan bir bağ kurulmaksızın yalnızca estetik bir “Doğuluk” imgesinin dolaşıma sokulduğu belirtildi.
Konuşmasının kapanış bölümünde Dr. Pelin Ekşi, Doğu’nun kendi ontolojisini yeniden kurmasının önemine dikkat çekti. Tarihsel mimari bilgisinin, yerel üretim pratiklerinin ve özgün tasarım anlayışlarının günümüz mimarlığında yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini tamamladı. Seminer, öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.


