İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi - iisbf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi - iisbf@gelisim.edu.tr

Uluslararası Ticaret ve Finansman








 GELECEĞİN ANAHTARI: BİYOTEKNOLOJİ VE BİYOEKONOMİ


Biyoteknoloji, COVID-19 gibi küresel zorluklarla mücadele etmeyi mümkün kılan yeni alanlardan biridir. Fakat alanda daha fazla ilerleme kaydetmek için biyolojik veriler ve faydalarının da küresel olarak paylaşılması önem arz etmektedir


Biyoteknoloji devriminin herkese fayda sağlaması için yeni işbirliği biçimlerine ayak uydurmamız gerekmektedir.

Biyoteknolojideki ilerlemeler, COVID-19 ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi özünde biyoloji olan küresel zorluklarla mücadele etmemizin yanı sıra tedarik zinciri arızaları ve kimyasal kirlilik gibi daha çeşitli sorunlara çözümler sunmamızı mümkün kılıyor. Ancak biyoekonominin tam potansiyeline ulaşması için biyolojik verilere nasıl erişildiği ve faydaların nasıl paylaşıldığı bilinmelidir. Bu noktada, kamu ve özel sektör, sivil toplum ve akademi, etik bir çözüm bulmak için birlikte çalışmalıdır.

Biyoekonominin ekonomik büyümenin ana kaynağı olması bekleniyor
Biyoekonomi, ya da biyoteknolojideki araştırma ve inovasyonun yönlendirdiği ekonomi, halihazırda toplam küresel ekonomik çıktının önemli bir bölümünü temsil ediyor. Bu oran önümüzdeki on yıllık süreçte çok daha fazla yükselecek. Tarihsel olarak biyomedikal ve tarım sektörlerinde baskın olan biyoteknoloji, artık sayısız disiplinde kullanılmaktadır. Bu, DNA sentezi ve DNA dizilimi gibi temel yaşam bilimi geliştirme süreçlerinin düşen maliyetleri ve CRISPR gibi gen düzenleme araçlarının artan verimliliği nedeniyle mümkün hale gelmiştir.

Bu değişimler ekonomi alanında da evrim yaratıyor. 

McKinsey Global Institute, bu alanın önümüzdeki 10 ila 20 yıl içinde 4 trilyon $ 'a kadar yılda bir ekonomik etkiye sahip olacağını tahmin ediyor. Moleküler ve sistem biyolojisi, makine arayüzü ve bilgi işlem alanlarındaki yeniliklerle, dünyadaki üretim hammaddelerinin %60'ının biyolojik olarak üretilebileceğini vurguluyorlar.

Biyoteknoloji devrimi, büyük küresel zorlukların üstesinden gelmenin anahtarı
Yeni biyoteknoloji bize yalnızca COVID-19'la mücadelede yanıt vermedi. Aynı zamanda iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi diğer büyük küresel sorunları ele almada en iyi şansımız olmaya devam ediyor.

Biyoekonominin temel itici gücü olarak veriler
Dünyayı kataloglayan veriler, gelişen bir biyoekonomi için kritik bir bileşendir. Çünkü biyolojik veri, doğadan ilham alan yeni biyolojik sistemlerin tasarlanmasını sağlayan hammaddedir. Sentetik biyoloji ise, salgın hastalıklar ve pandemiler sırasında hızla aşılar ve tedaviler geliştirmemize olanak tanır. Fakat, bu biyolojik verilerin paylaşımındaki zorluklar risk yaratmaktadır. Konunun önemi bilinmesine rağmen, biyolojik verilerin ve ilgili faydaların paylaşılmasına yönelik günümüz yaklaşımları, yeni biyoteknolojinin topluma fayda sağlama potansiyelini ortaya çıkarmak için yetersizdir. Genetik diziler, yapı-fonksiyon ilişkileri, büyüme kalıpları, stres tepkileri ve daha fazlası hakkındaki veriler ilerleme için gerekli olsa da bu verilere her zaman yeterince erişilebilir değildir.

Acil küresel zorluklar göz önüne alındığında, biyolojik bilgi, veri ve biyoekonominin faydalarını paylaşmak için çözümler geliştirilmesi beklenmektedir. Sentetik biyoloji ilerledikçe ve küresel krizlerin çözümüne yardımcı olma kapasitesi artarken; küresel paydaşlar, etik erişim ve genetik bilginin kullanılabilirliğini sağlamak için etkili standartlar üzerinde anlaşmalıdır.
 
Kaynak: Bu parça, Dünya Ekonomik Forumu Küresel Gelecek Sentetik Biyoloji Konseyi'nin Küresel Ortak Çalışma Grubu tarafından yazılmıştır.