İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi - iisbf@gelisim.edu.tr

Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik








 Ortodoks Akıma Karşı Yeni Bir Analiz Yöntemi: Edebiyattaki İktisat


İktisattaki analiz yöntemlerine bakıldığında Ortodoks İktisat ekolünün baskın olduğu görülmektedir.


İktisat literatüründe istatistiksel ve ekonometrik metotların ve çoğunlukla aynı göstergelerin değişken olarak kullanıldığını görebilirsiniz. Sadece sayısal verilerden oluşan bu metotlar iktisadi olguları açıklamakta yetersiz kalabilmektedir. Kimilerine göre bu yöntemler gerçekleri yansıtmada yetersiz kalmaktadır. Bu görüşler doğrultusunda alternatif olarak doğan Heterodoks anlayış ve diğer yaklaşımlar, deneysel, davranışsal, çevresel ve tarihsel göstergelerden faydalanmaktadır. Bunlardan en yenisi de edebiyattaki iktisat anlayışıdır.

Edebiyattaki iktisat, edebi eserlerin geçtiği dönemlerdeki iktisadi göstergelerin kullanıldığı bir analiz yöntemi içermektedir. Bu eserlerin bazılarında, döneminin iktisadi olguları hakkında bilgi sahibi olunabilir ancak destanlara, şiirlere ve tiyatroya nispeten romanlardaki iktisadi göstergeler çok daha gerçekçi ve ayrıntılıdır. Bu sebeple edebi göstergelere dayanan iktisadi analizlerde daha çok romanlar veri kaynağı olarak tercih edilmektedir.

Dünya edebiyatındaki birçok roman iktisadi göstergeler barındırmaktadır. Örneğin, sermaye birikimi, gelirin adaletsiz dağıtılması, emeğin sömürülmesi, çocuk ve göçmen işçiliği gibi olgular Daniel Defoe’nun Robinson Crusoe’unda, Jhon Steinbeck’in Fareler ve İnsanları’nda, Jack London’ın Uçurum İnsanları’nda, ve hatta Goethe’nin Faust’unda bile hem yazıldıkları döneme ait hem de dönemlerinin ötesinde iktisadi analizler barındırmaktadır. Issız bir adada tek başına yaşayan ve geride bıraktığı yaşamındaki kurumları yeniden inşa eden muhasebeci Robinson Crosoe yahut Büyük Buhran dönemindeki işsizlik ve kıtlığı bizlere her ayrıntısına kadar hissettiren George Milton ve Lennie Small'un trajik maceraları iktisat ve edebiyatın ne kadar iç içe olduğunu kanıtlar niteliktedir. Türk edebiyatında da örnekleri bir hayli çoktur ancak herkes tarafından bilinen bazı yapıtlar araştırmacılara çok büyük örnekler teşkil etmiştir. Fakir Baykurt’un Kaplumbağalar romanı, Yaşar Kemal’in hemen hemen bütün romanları tarım işçilerini, toprak sahiplerini ve komisyoncuları anlatır. Hatta o kadar ayrıntılı anlatır ki döneminin pamuk fiyatlarına kadar ayrıntılı bilgi sahibi olabilirsiniz.

Hem makroekonomik hem de mikroekonomik göstergeleri bulabileceğimiz edebi eserlerle iktisadi analiz yapılması eleştiriye fazlaca meydan veren bir yöntemdir. Romanların doğası gereği kurgu barındırması ve yazarların siyasi görüşlerinin yazdıklarını şekillendirmesi bu eleştirilerden yalnızca birkaçıdır. Bir yandan da istatistiksel ve ekonometrik analizlerin sonuçları da iktisatçıların görüşleri ile yoğurularak şekillenebilmektedir. Ancak tüm bunlar, bu eserlerin bir iktisatçı gözüyle okunmasının ve barındırdığı göstergeler ile analizler yapılmasının tamamıyla faydasız ve çürütülebilir olduğu anlamına gelmez.

Faydalanılan kaynaklar: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1289123

Arş. Gör. Merve TOSUN