12 Şubat 2024 Pazartesi
Film Önerisi: La Religieuse (Rahibe)
Truffaut’un “Yeni Dalga Rivette sayesinde başladı.” dediği usta yönetmen Jacques Rivette’in yönettiği La Religieuse, Diderot’un aynı isimli romanından uyarladığı 1966 yapımı bir dramdır. Anna Karina’nın başrolünde olduğu film, isteği dışında rahibe olmaya zorlanan genç bir kadının (Suzanne) maruz kaldığı dinsel ve toplumsal baskıların hikâyesini anlatmaktadır. La Religieuse, o dönemde kadınların toplum düzeni içindeki çaresizliklerini ve sadece dinin değil, toplumsal hayatın dayatmaları karşısındaki konumlarını da karşımıza getiren önemli bir film olarak karşımıza çıkıyor.
Film, Suzanne karakteri üzerinden bir din ve kilise eleştirisi yapmaktadır. Ancak filmde bu eleştiriden çok daha fazla öne çıkan husus, manastır hayatının oradaki tüm karakterlerde yarattığı travmalardır. Film manastırı insanın tüm doğal dürtülerini bastırmaya zorlandığı ve belki tam da bu yüzden ikiyüzlü bir hayat yaşamaya zorlandığı bir yer olarak işaret etmektedir.
La Religieuse filminde Diderot’un romanından uyarlanan hikâye uzun uzun anlatılmaktayken final bölümünün oldukça hızlı geçilmiş olduğu görülmektedir. Senaryoda çözülme oldukça hızlı gelişiyor. Bunun dışında senaryosunda yapısal olarak pek bir sorun bulunmuyor. Romana dayandığından mıdır bilinmez, filmin psikolojisini çok net anlayabildiğimiz çok katmanlı ana karakteriyle oldukça etkileyici bir senaryoya sahip olduğu söylenebilir. Ana karakter dışındaki diğer karakterlerden bazıları ise karakterden ziyade tipleme diyebileceğimiz derinliksiz karakterler olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü bunlar yalınkat karakterler olup salt kötü ve/veya ikiyüzlü karakterler olarak çizilmiştir.
Suzanne filmin başından sonuna kadar çaresizdir çünkü filmde kadının seçim hakkının olmadığı bir toplumsal düzen vardır. Film, fazlasıyla Atıf Yılmaz’ın yönettiği ve Vasıf Öngören’in yazdığı Asiye Nasıl Kurtulur? filmini çağrıştırıyor. Hikayeleri çok benzeşmemekle birlikte her ikisi de bir kadının tek başına bulunduğu şartlardan kendini kurtarmaya çalışma hikayesi noktasında benzeşiyorlar. Yakın bir geçmişe kadar kadınların evlenmek ya da kötü yola düşmek dışında bir tercihinin olmayışı, Yeşilçam filmlerinde de bolca işlenen temalardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Asiye filmde bir şekilde kurtarıyor kendini ancak La Religieuse filminde Suzanne kendisi için tek çarenin intihar olduğunu düşünüp finalde kendini camdan aşağı bırakıyor. Film boyunca hissedilen Bovarizm, karakterin intiharıyla tam olarak açığa çıkıyor.