İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi - iisbf@gelisim.edu.tr

Reklamcılık








 Yoksulluk İle Mücadelede Sosyal Pazarlamanın Rolü


Reklamcılık Bölümü öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Seyra Kestel, Reklamcılık Bölümünün hazırlamış olduğu Sosyocom sayısında sosyal pazarlama kavramından bahsetmiştir. Kestel sosyal pazarlamayı şu şekilde açıklamıştır: “Sosyal pazarlama kavramının literatürde yer alması, otuz yılı aşkın bir süreci kapsamaktadır. Sosyal pazarlama uygulamaları günümüzde birçok sektörde karşımıza çıkmaktadır. Sağlık, eğitim, bilişim, ticaret, hizmet gibi birçok sektörde faaliyet gösteren markanın sosyal pazarlama uygulamaları yaygınlık kazanmış durumdadır. Kurumların sosyal pazarlama dâhilinde eğilimli olduğu alanlar da yine farklılık göstermektedir. İklim krizi, yoksulluk, madde bağımlılığı, kadın hakları, çocuk hakları, hayvan hakları gibi dünya çapında görülen sorunlara karşı kurumlar, toplumsal bir duyarlılık yaratmak; sosyal bir fikri topluma aşılamak ve davranış değişikliği yaratabilmek için sosyal pazarlamaya yönelmektedir.


Sosyal pazarlamanın nihai amacının; kısa süreli kâr amacı yerine, uzun bir süreçte sosyo[1]ekonomik toplum çıkarlarını göz önünde bulundurarak daha iyi bir toplum inşası olduğu söylenebilir. Ancak, sosyal pazarlamaları ile tüketici zihnine yerleşebilmeyi başarmış markaların kazandığı olumlu imajlarının toplamının, kurumsal itibarlarına da fayda sağladığı bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda, markaların gerçekleştirdiği sosyal pazarlama faaliyetleri uzun vadeli olarak kurumsal itibara katkı sağlayabilir. Günümüzde dünyada birçok ülkenin karşı karşıya kaldığı sorunların başında ise “yoksulluk” kavramı gelmektedir. Savaşlar, doğal kaynakların yok olmasına paralel olarak insanların karşı karşıya kaldıkları kıtlık problemleri, ülkelerin jeopolitik konumları ve kötü yönetişim gibi faktörler insanların yoksullukla mücadele etmelerine sebep olanların en başında gelmektedir. Ayrıca, yoksullukla mücadelede global ekonomik kuruluşlar, sosyal yardım kuruluşları ve vakıflar gibi birçok kurum sosyal ve ekonomik yardımlar ile faaliyet göstermektedir. Günümüzde bazı özel küresel şirketlerin gayrisafi yurt içi hasılalarının bazı ülkelerden bile daha fazla olduğu bilinmektedir. Yoksulluğun azaltılmasında küresel şirketlerin ve özel sektörün de rolünün olabileceğini belirten Philip Kotler ve Nancy R. Lee özel sektörün yerel ve küresel topluluklara katkıda bulunmak için kullandığı stratejileri temsil eden yedi alanı şu şekilde ifade etmiştir (Kotler ve Lee, 2009: 393): Kurumsal hayırseverlik, Topluluk gönüllüğü, Sosyal açıdan sorumlu işletme uygulamaları, Amaç teşvikleri, Amaca yönelik pazarlama, Kurumsal sosyal pazarlama, Maddi olarak karşılanabilir ürün ile hizmetler geliştirmek ve sunmak.

Şirketler çeşitli yöntemler ile yoksulluğun azaltılmasına katkıda bulunabilirler. Sosyal pazarlama, dünyadaki diğer sorunlu alanlara çözüm sunmada yardımcı olabileceği gibi yoksulluğa engel olunmasına ya da yoksulluk problemi yaşayanların maddi/fiziksel refahlarını iyileştirmek için de çözüm sunabilir. Ayrıca birçok sosyal pazarlama faaliyeti gerçekleştiren küresel markaların çalışan memnuniyeti, marka sadakati oluşturma, prestiji arttırma gibi itibar yönetimi açısından önemli görülebilecek alanlarda başarıya ulaştığı bilinmektedir.”

Kaynakça: Kotler, P. ve Lee, N. R. (2009). Yoksulluğa karşı sosyal pazarlama (Çev. Z. K. Chalar). İstanbul: MediaCat